TEMİZ HAVA
Her şeyin temizi güzeldir. Temiz
eller, temiz dişler, pırıl pırıl saçlar, kokmayan ayaklar. Havanın da temiz
olanı güzeldir. Yoksa duman, kir ve pas içinde ki havayı solumanın ne kadar
kötü olduğunu hepiniz bilirsiniz.
Geçenlerde beni
taşıyan çocuk, yolda bir araba lastiği buldu. Tabi ki yanında da üç beş
yaramaz. Derken lastiği yaktılar. Lastik öyle bir yandı ki, alevler göklere
yükseliyordu. Ya çıkardığı dumana ne dersiniz. Sanki fabrika bacası tütüyor
sanırsınız. Bir anda her yer simsiyah duman olmuştu.
Sonra olan
oldu. Beni içinde taşıyan çocuk nefes aldıkça o pis dumanlar bana geliyor ve
çok zorlanıyordum. Gelen hava o kadar kirli, o kadar pisti ki, temizlemeye
gücüm yetmiyordu. Bir ara öyle yoruldum öyle bitkin düştüm ki sormayın.
Ben temizleme
işini yetiştiremeyince bizim yaramaz kesik kesik öksürmeye başladı. Öyle
öksürüyordu ki, bir ara gözleri dışarı çıkacak gibi oldu. Diğer çocuklarda
ondan farksızlardı. Allah'tan birisi itfaiyeye haber vermiş de, itfaiye araçları
acı sirenlerini çalarak geldi ve hemen yangını söndürdü.
Bizim yaramazın
eli yüzü kir pas içinde öksüre öksüre eve geldi. Ben hala içeri gelen havayı
temizlemekte zorlanıyordum. Annesi yaramazı banyoya sokarak yıkadı. Banyodan
sonra biraz da yoğurt yeyince o da kendine geldi ben de. Yine de sabaha kadar
çalışmakta zorlandım. İnşallah akıllanmıştır da beni bir daha öyle kirli
yerlere götürmez.
Kenan
Keskin
2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder