ÇOCUK OLMAK
İnsanın en
güzel yılları çocukluk yıllarıdır. Doyasıya oynadığı, sorumluluğun az olduğu
çocukluk yılları. Ağlayınca gözyaşının silindiği, düşünce mutlaka birilerinin
kaldırdığı o güzel yıllar.
Hayatımda özlem
duyduğum, tekrar yaşamak istediğim yıllar çocukluk yıllarıdır. Arkadaşlıklarım,
oynadığım oyunlar, ara sıra çocukça kavgalar. Yorulmak nedir bilmezdim akşama
kadar. Hatta doymak nedir onu da bilmezdim. Bazen annem “ Çocuklar tavuk gibidir,
doyduklarını anlamazlar” derdi. Belki de
öyleydi. Ama o koşturmaya, hoplamaya, zıplamaya bakarsanız insanın midesinde
yemek mi kalır?
Okul dönemi bir
başkaydı. Fakat yaz tatilleri de öyle. Yazlığımız yoktu. Tatile gideceğimiz yer
de. Yazlığa ne gerek vardı ki zaten. Uçsuz bucaksız doğa, renk renk çiçekler, yeşilin
her tonu, şırıl şırıl akan sular. Peşinden usanmadan koştuğum ama bir türlü
yakalayamadığım süslü kelebekler. Tatil yapılan yerler bundan daha güzel
olamazdı herhalde.
Yıllar sonra
bizden başka çocukların da olduğunu öğrendim. Hem de farklı renkleri, dilleri
olduğunu da öğrenince çok şaşırdım. Şaşırdım çünkü görmemiştim. Sadece
çevremdeki çocukları biliyordum. Konuşmaları, renkleri hemen hemen aynı olan
çocukluk arkadaşlarım. O yıllarda babası Almanya’da olan bir arkadaşım da
babasıyla Almanya’ya gitmişti. Oradaki çocukları görünce şaşırmış, bir müddet
oraya alışamamıştı. Çocukların farklı dil konuşması onu çok etkilemiş olmalı ki
bir gün horoz sesini duyunca:
- Baba baba, bak burada da horozlar Türkçe ötüyor! demişti.
Sonunda başka ülkelerin olduğunu, başka
ülkelerde başka çocukların olduğunu, çocukların bizden farklı diller
konuştuğunu öğrendik. Şunu da öğrendik. Çocuk her yerde çocuk. Çocuğun her
yerde gülen, koşan, oynayan, sevgi dolu yavrular olduğunu anladık. İçinde
kötülük taşımayan, herkesi seven asla kavgadan yana olmayan çocuk.
Keşke herkes çocuk olsaydı.2009
Kenan KESKİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder