Yolların olmadığı yoksul zamana,
Sivri tepeleri kaplayan sise, dumana,
Haykırmak istiyorum, hep yana yana,
Bahçendeki üğümlere, Kuskunlu Köyü.
Pamuk adlı ineğimi arardım,
Fındık gazelinden tütün sarardım,
Her gelene cürüflüğü sorardım,
Çıkmıyorsun sen aklımdan, Kuskunlu Köyü.
Nostalji yapsak da çelik oynasak,
Oynarken sığırı tarlaya koysak,
İmeci olup da bi fındık soysak,
Katıla katıla gülsek, Kuskunlu Köyü.
Kış olsa, kar yağsa, hoş sohbet etsek,
Hamsiyle soğanı, gapıda yesek,
Ölür müyüz sanki, bunu denesek?
Hasretim sana Kuskunlu Köyü.
Pancarı, kardan çıkarıp yesek,
Kelemen kaşıkta, suyu süzdürsek,
Oyy! Dayanır mı bu acıya, bu yürek?
Kalbimdesin Kuskunlu Köyü.
Hurma pekmezine katsam yoğurdu,
Hamsi de o zaman biraz soğurdu,
Nasıl sevmez insan, böyle bir yurdu?
Pekmezini, gatığını sevdiğim, Kuskunlu Köyü.
Gatık: Ayran Kelemen: Kara lahananın biraz uzun doğranmışı
Pancar: Kara lahana Cüruf: Maden artığı Üğüm: Fındık ağacı
Pancar: Kara lahana Cüruf: Maden artığı Üğüm: Fındık ağacı
(Suyunu içtiğim, havasını teneffüs ettiğim,
bahçelerinde koştuğum,.
Hayatımın en tatlı hatıralarını
yaşadığım Kuskunlu Köyü sana hasretim)
Kenan Keskin Ekim 2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder