26 Şubat 2016 Cuma

TOPLAMAYI MANDALLADIK KAÇMASIN

İlkokul öğrencilerine her gün bir yenilik yapmak gerekiyor. Bir süre uyguladığınız teknik sıradanlaşıyor ve ilgi çekmemeye başlıyor. Her derse göre yeni ve ilgi çekici yöntemler kullanmak zorunda kalıyorsunuz.
Bugün de öyle yaptık. Mandalları kullanarak topladık ki, işlemler bir yere kaçmasın.

Annemin çamaşır asarken kullandığı mandallar demek ki toplama işleminde de kullanılıyormuş.

Deftere, kitaba yazdığımız yetmiyor, bir mandalımız eksikti zaten

En güzelini ben yapmalıyım. Çünkü ben çok güzelim.

Buraları da boyayacak mıyız?

Uzun çubuğu hangi renge boyasam acaba?

Bunlara da yazmak çok zormuş ya!

Nasıl yaptım ama? Harika boyadım mandalları

Topladın mı Fenerbahçeli toplayacaksın ki, alem toplama görsün.

Ben bu çalışmadan hoşlandım. Defterden daha kolay geldi bana.


Çalışmalarımızı eve götürecek miyiz? Ben bunlarla çamaşır asmak istiyorum.

Bir yerde yanlış yaptım ama anlayamadım. Nerdeydi acaba?

Olmadı mı olmuyor işte. Ben bir takım mandal daha alayım.

Yapmayı yaptım da, boyam yeterli değil. Öğretmene söylesem bana boya verir mi ki?

Ama sonunda başardım işte.


Ben her zaman güzel yaparım zaten. Bir de çamaşırlar da mı denesem?

Ben çok sevdim bu işi ama boyam yeterli değil.

Ben bu işten oldukça zevk aldım. Evde annemin mandallarına da çalışacağım.

Şurda boyam olacaktı bi bakayım bari.

Bu sefer Fenerli boyamayacağım. İşlemler doğru olsun yeter.
Boyarken sıraya kaçırmasam bari. Daracık daracık tahtalar sığmıyor ki!

Yaptım işte! Benim ki de Galatasaraylı olsun.

Ben harikayım ya! Masanın üzerinde bir kaç mandal daha gördüm onları da alayım öğretmenden.

Haydi şimdi tüm mandallar havaya!


Mandalları kapalım, toplamayı yapalım.


En sonunda toplama işlemlerimizi panoya asalım.

9 Şubat 2016 Salı

BAYIR BUCAĞA SESLENİŞ

                       













Türkmen Dağlarında aslan yatağı,                                
Yiğitler kursunlar burda otağı.
Yalnız mı sandınız Bayır Bucağı,
Çeçen Mücahitlerin selamları var.


Her türlü silahla saldırır Salip,
Sanmayın onları sakın ha galip.
Türkmen’im şehadete, Cennete talip,
Boşnak Mücahitlerin selamları var.


Tüm batı bir olmuş, gözleri dönmüş,
Nice mazlumların ocağı sönmüş.
Tuzağı, uzağı, her şeyi görmüş,
Bir avuç Türkmen’in selamları var.


Uçağı, kaçağı indirin yere,
Gerekirse kan akacak bu dere.
Şehitliğe gönül verdik bir kere,
Gökbayrak ülkesinin selamları var.



Türkiye sizinle gurur duyuyor,
Zannetmeyin, bizi burda uyuyor.
Herkes yerinde zar zor duruyor,
Ay yıldızlı bayrağın selamları var.


Hazar çalkalansın, Tunamız coşsun,
Gerekirse Tuna da Hazar da donsun.
Yeter ki, hepsinin faydası olsun,
Yesi dervişlerinin selamları var.


Karadeniz çırpınır, Dadaş yay gibi,
Ege Efelenir, Seymen tay gibi,
Akdeniz kabarır, Gakkoş toy gibi,
Anadolu Türkü’ün selamları var.

     Kenan KESKİN
                                   5 Şubat 2016 İSTANBUL

3 Şubat 2016 Çarşamba

GERİ DÖNMEYİN


Dağdaki hainler inmişler düze,
Önce keleşi vardı, şimdi de füze.
Hele şu İngiliz denen yüzsüze,
Hesabı sormadan geri dönmeyin.

Sur’un altında sır olmuş itler,
Kanımızı emdi bu parazitler.
Tek tek kırılmazsa bu bitler,
Toprağa gömmeden geri dönmeyin.

Mecliste beslenir bunların kökü,
Onlardan çıkıyor her türlü koku.
Evinde barkında patlatıp topu,
Tümünü kırmadan geri dönmeyin.

Hainler, kalleşler hepsi saldırır,
Çoluğu çocuğu dağa kaldırır.
Kundaktaki sabiyi de öldürür,
Sabinin öcünü almadan geri dönmeyin.

Sırplı bile gelmiş mermi atıyor,
Mehmed’im Şehid, yerde yatıyor.
Ulan rahatlık canınıza mı batıyor?
Mehmed’i almadan geri dönmeyin.

Can yakanın canı olamaz,
Mehmed’imin ahı yerde kalamaz.
Kılıç çıktı bir kere kına giremez,
Al kana boyamadan geri dönmeyin.

Bunların ipi kimin elinde?
Rus’un silahı var belinde.
Alayı sünnetsiz gelin görün de,
Sünneti yapmadan geri dönmeyin.

Mehmed’im planı şimdiden kurdu,
Adriyatik’ten Çin’e Türkler bir oldu.
Atamızdan kalan bu aziz yurdu,
Tertemiz yapmadan geri dönmeyin.

Bu gönderden bayrak inmesin!
Semalarda ezanımız dinmesin!
Hainler gün ışığı görmesin!
Işığı kesmeden geri dönmeyin.

Kenan KESKİN
4 Şubat  2016 İstanbul

1 Şubat 2016 Pazartesi

BENİM KÖYÜM (2)
















BENİM KÖYÜM( 2)

İnek yayarken, mile oynardım,
Yerimde duramaz, fıkır fıkır kaynardım,
Bir parça ekmekle hemen doyardım,
Huzuru vardı benim köyümün.

İmece olup da tarla kazardım,
İşler bitmez diye biraz kızardım,
Fırsatını bulur, bazen uzardım,
Neşesi vardı benim köyümün.

Bahçede, bağda fındık toplardım,
Daldan dala atlar, tutup yolardım,
Fındığı şeleğe hep ben koyardım,
Yükü de güzeldi benim köyümün.

Anamın yanında pekmez yapardım,
Közü öne çeker mısır atardım,
Pıtır pıtır patlar, ben de bakardım,
Mısırı güzeldi benim köyümün.

Okulu uzaktı biraz yürürdüm,
Konuyu komşuyu yolda görürdüm,
Sırtımda çantayı az mı götürdüm,
Yolu da güzeldi benim köyümün.

Komşular gelirdi, sohbet ederdim,
Küçüktüm lakin, iyi dinlerdim,
Komik olanlara kıs kıs gülerdim,
Komşusu güzeldi benim köyümün.
Kenan Keskin

1 Şubat 2016 İstanbul 
NOT:
Mile: Taştan yapılmış bilye
Şelek: Fındık dalından örülerek yapılan büyük sepet
İmece: Köyde işlerin beraber ve sırayla yapılması