30 Haziran 2016 Perşembe

Ruhun Şad Mekanın Cennet Olsun



Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır.
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır.
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır.
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır.
                                                      MUHSİN YAZICIOĞLU


Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun katillerinin bulunmasını istiyoruz. Bütün hayatını milletine ve devletine adayan büyük  dava adamı olarak tarihe geçen Muhsin başkanı rahmetle anıyoruz. Çok sevdiği devletinden ve devletimizden de katilleri ve arkasındakileri bulmasını istiyoruz.


Mübarek bir ay Ramazan,
Mübarek bir gün Cuma,
Mübarek bir gece Kadir Gecesi…
Rabbim bizleri affetmek için bir sürü fırsatları ardı adına sıralamış. Bize düşen vazife, bu mübarek gün ve gecelerin farkında olabilmektir. Affa, mağfirete layık olanlardan olalım inşallah.
Bu mübarek gün ve gecelerin hürmetine; tüm İslam coğrafyasını kan gölüne çevirmek isteyenlere fırsat verme,
Müslümanları birbirine düşürmeye çalışanlara fırsat verme,
İslam’ın son kalesi olan aziz yurdumuzu parçalamaya çalışanlara fırsat verme,
Ezan-ı Muhammedi’yi minareden, ay yıldızlı bayrağımızı gönderden indirmeye çalışanlara fırsat verme Allah’ım…
İçerdeki ve dışardaki hainleri kahret, karar makamında olanların hayırlı kararlar almasını nasip et Allah’ım…
Bizleri Peygamberimiz (sav) nin yolunda giden; Hz. Ebubekir (ra) gibi Sıddık, Hz. Ömer (ra) gibi adil, Hz. Osman (ra) gibi Kur’an aşığı, Hz. Ali (ra) gibi ilim sahibi ve cevval olmayı nasip eyle Allah’ım…
Bu ruh haliyle;
Tüm İslam Aleminin Cuma ve Kadir gecesini tebrik eder, kurtuluşumuza vesile  olmasını dilerim.(Amin)



MÜBAREK



Mübarek bir ay Ramazan,
Mübarek bir gün Cuma,
Mübarek bir gece Kadir Gecesi…
Rabbim bizleri affetmek için bir sürü fırsatları ardı adına sıralamış. Bize düşen vazife, bu mübarek gün ve gecelerin farkında olabilmektir. Affa, mağfirete layık olanlardan olalım inşallah.
Bu mübarek gün ve gecelerin hürmetine; tüm İslam coğrafyasını kan gölüne çevirmek isteyenlere fırsat verme,
Müslümanları birbirine düşürmeye çalışanlara fırsat verme,
İslam’ın son kalesi olan aziz yurdumuzu parçalamaya çalışanlara fırsat verme,
Ezan-ı Muhammedi’yi minareden, ay yıldızlı bayrağımızı gönderden indirmeye çalışanlara fırsat verme Allah’ım…
İçerdeki ve dışardaki hainleri kahret, karar makamında olanların hayırlı kararlar almasını nasip et Allah’ım…
Bizleri Peygamberimiz (sav) nin yolunda giden; Hz. Ebubekir 8ra) gibi Sıddık, Hz. Ömer (ra) gibi adil, Hz. Osman (ra) gibi Kur’an aşığı, Hz. Ali (ra) gibi ilim sahibi ve cevval olmayı nasip eyle Allah’ım…
Bu ruh haliyle;
Tüm İslam Aleminin Cuma ve Kadir gecesini tebrik eder, kurtuluşumuza vesile  olmasını dilerim.(Amin)



29 Haziran 2016 Çarşamba

ORTAK NOKTAMIZ ASFA 2





2006 MEZUNLARIM(Özel Asfa Mustafa Enver)
15 seneyi arkada bıraktığımız sevgili öğrencilerimle beraberdim bu akşam. Acı tatlı bir sürü hatırayı içinde saklayan tam 15 sene.

2001 yılında kalem tutmaya başlayan eller şimdi üniversitede okuyor. Çok yakın zamanda da yurdun çeşitli yerlerinde göreve başlayacaklar.

Aradan geçen bunca zaman hep görüşmeye buluşmaya çalıştık. Yüz yüze görüşemediğimiz, görüşme imkânı bulamadıklarımızla ise telefonla da olsa iletişim kurmaya çalıştık.
Ramazan aylarını fırsat bildik. Bu bereketli ayı buluşma vesilesi yaparak beraber iftar yaptık. Bu akşam yine Dudullu Osman Gazi Korusundaydık. Açık hava, oksijen bizlere iyi geldi sanırım.
Herkesin ortak bir düşüncesi vardı. O da hocam hiçbir yerde Asfa’daki gibi olmadı. Asfa’daki öğretmenlerimiz ve arkadaşlığımız bambaşkaydı. Doğru söylüyordu gençler. Çünkü bizim ortak noktamız ve odak noktamız Asfa’ydı. Maratonumuz orda başlamıştı. Orda tanışmıştık tüm dost ve arkadaşlarımızla…

Tüm gece boyunca koyu sohbetler yapıldı. İlkokul yıllarından bahsettik uzun uzun. Herkesin söyleyeceği bir hatırası mutlaka vardı. Üniversiteden konuştuk ikbalden, istikbalden vs. Ben yine ilkokul modunda öğütler, nasihatler, aman ha! Tarzında ifadelerle devam ediyorum. Okulları iyi derece ile bitirin, yüksek yapın, dili çok iyi öğrenin gibi akla gelen her şeyi söylüyorum öğrencilerime. Hiç biri itiraz etmiyor. Onlar da ilkokuldaki gibi dinliyorlar. Ne de olsa ilkokul öğretmenleri konuşuyor. “Öğretmen ne derse doğrudur.”

Büyüdünüz be çocuklar çok çabuk büyüdünüz. Yoksa bizler yaşlanıyor muyuz ne? Her ne kadar siz “hocam ilk tanıştığımız gün gibi hiç değişmemişsiniz” deseniz de ben bunları iltifat olarak kabul ediyorum. Biz yaşlanıyor siz ise gençleşiyorsunuz. Hayat böyle, mukadderat böyle işte. Gayemiz Gök kubbede bir hoş sada bırakmak. Bırakabilirsek ne mutlu bizlere…

Gençler sizleri görünce sizlerle beraber olunca kendimi genç hissetmiyor değilim. Enerji veriyorsunuz bana. Sizinle birlikte olmak iyi geldi bana. Sanki “yaş 52 yolun yarısı gibi”J

Akşam namazını öğrencimin arkasında kılmayı nasip eden Rabbime şükürler olsun.

 Enes Berk Altun Rus Dili Ve Edebiyatında okuyor. Çeviri yapmaya başlamış bile maşaallah.
 Soykan Zengin İç Mimarlık Okuyor. Soykan orta okulda aramıza katıldı ama sanki hep berabermişiz gibi hep yanımızdaydı.
 İsmail Emre Karaağaç Hukuk okuyor. Baba mesleğine devam edecek inşaallah.
 Ahmet Hamdi Selçuker Diş Hekimliği okuyor. Bir zamanların "Atom Karıncası" ama şimdi boyu beni geçmiş.
 İsmail'e torpil geçmiş arkadaşları:))
 Yuşa Bülent Kısaboy(gözlüklü) Tıp Fakültesinde okuyor. Hamza Karakaya(uzun) Uluslararası Ticaret okuyor aynı zamanda ticaret hayatına atılmış. Bizzat ticaretin içinde.
 Sıraç Akyol hayata erken başladı. Liseden sonra evlendi bir de oğlu var maşaallah. İş hayatına atıldı. İyi bir tüccar gibi gördüm kendisini maşaallah. Üniversiteyi dışarıdan okumaya devam ediyor.
 Kamil Buğra Gezmişoğlu Endüstri Mühendisliği okuyor. Gelmiş geçmiş en fanatik Galatasaraylı(hala devam ediyor mu bilemiyorum:)) )


 Ve bu yıl buluşmaya katılan ekibimiz toplu halde. Bu sınıf ataerkil bir sınıf olarak başladı ve öyle de devam ediyor.

26 Haziran 2016 Pazar

ORTAK NOKTAMIZ ASFA

Torun başka bir şeye benzemez derlerdi. Kucağıma alınca inandım.

20 Yıldır tekrarlayan bu tablonun gönüllülerine selam olsun
Fedakar delikanlılar hiç bir faaliyetten geri kalmadılar. Gözlerinizden öpüyorum.


ORTA NOKTA ASFALI OLMAK

Yıl 1996 ve birinci sınıfa gelir öğrencilerimiz. Hepsi pırıl pırıl hepsi birbirinden güzel çocuklar. Zaman çocuklarla su gibi akıp gider durmadan. Siz güzel çocuklarınızla bu akıp giden zamana bir şeyler sığdırmaya çalışırsınız.
Günleriniz yoğun geçer. Okuma-yazma derken ardından akademik dersler birbirini takip ederler. Derslerin yanında araya sosyal faaliyetleri serpiştirirsiniz. Çünkü bu faaliyetler çocukların gelişimi için çok önemlidir. Akademik alanda olduğu gibi sosyal faaliyetlerde de başı çeker çocuklarınız. Gurur duyarsınız, öğrencilerinizin her alandaki başarısıyla. Umutlanırsınız, “bu çocuklarda iş var” dersiniz ve içinizi sevinç kaplar.
Bazen hayal kurarsınız uzun uzun. Her öğrencinizi kafanızda bir yerlere yerleştirirsiniz. Ülkenin hatta ülke dışında önemli yerlere yerleştirirsiniz. Onlara geleceği teslim-emanet edersiniz. Her törende konuşulan ve klişe haline gelmiş “geleceğin büyükleri” sözü kafanızda iyice şekillenir. Doktor, mühendis, avukat, tüccar, vali, kaymakam vs. olur çocuklarınız. Şunu düşünmeden edemezsiniz. Amma önce iyi bir insan sonra iyi bir Müslüman daha sonra diğerleri der noktayı koyarsınız.
Zaman bu ya durur mu yerinde, akar da akar. Bir bakmışsınız yavrular ilkokulu bitirmişler ve son karneyi veriyorsunuz. Son konuşmayı yapamazsınız her zaman ders anlattığınız masada ya da tahtada. Kocaman bir hıçkırık boğazınıza düğümlenir. Adeta zorlar sizi ağlamaya. Artık dayanma gücü kalmamıştır. Bırakırsınız kendinizi hıçkıra hıçkıra, höyküre höyküre ağlarsınız. Gözyaşlarıyla verisiniz karneleri. Hepsine sarılırsınız sıkı sıkı. Çünkü bazılarını belkide bir daha görmek mümkün olmayacaktır.
Kopmaz irtibatınız, bağlar her geçen yıl daha sağlamlaşır. Derken orta, lise ve üniversiteler biter. Bu süreçte her yıl görüşürsünüz çocuklarınızla. Her görüşmede onlar yine çocuktur gözünüzde. Aynı anne babaya her zaman çocuk göründüğümüz gibi… Dediğiniz, düşündüğünüz gibi de olmuştur. Doktorlarınız, mühendisleriniz, Kimyagerleriniz, psikologlarınız, işletmecileriniz, tarihçileriniz, uluslararası ilişkiler uzmanlarınız, devlet memurlarınız, tekstil tasarım ve desinatörleriniz ve ticaretle uğraşan öğrencileriniz olmuştur. Hatta içlerinde üniversite derecesi yapanlar bile olmuştur.
İşte biz bu akşam (25 Haziran 2016) bu çocuklarla beraberdik. Çok mutlu hissettim kendimi. Niye mi? Niye olacak; oğullarım, kızlarım, damatlarım ve gelinlerim hepsi gelmişti de ondan. Hele bir de torunum vardı ki sormayın. Maşaallah suphanallah! Arif Eymen harika bir çocuk. Rabbim nazarlardan saklasın. Onu kucağına almak ve ona bir şeyler yedirmeye çalışmak. Bana bunları yaşatan Rabbime şükürler olsun.
Özel Asfa Mustafa Enver İlkokulunda okuttuğum ve 20 yıldır hiç itribatı koparmadığımız öğrencilerimle beraberdim. Düğünlerine, nişanlarına hatta bazılarını kız istemelerine şahit olduğum, nikâh şahitliklerini yaptığım sevgili öğrencilerimle beraberdim.
Emeklerimin boşa gitmediğini gösteren Rabbime binlerce kez şükürler olsun.

NOT: Guinness rekorlarına aday olacağım.


21 Haziran 2016 Salı

KLASİĞİN DIŞINDA BİR KARNE





 Sınıfa giriyorsunuz kocaman bir pankart "ADAMSIN" yazısıyla karşılanıyorsunuz. Pankartı tutan eller birinci sınıfa ait olunca biraz daha anlamlı oluyor.
Masanızın üzerinde bir kutuya takılıyorsunuz. Açtığınızda gözlerinize inanamıyorsunuz. Kapak sayfasında babanızın fotoğrafı ve sizin babanıza yazdığınız bir dize karşınıza çıkıyor. 
Duygulanmamak elde değil, duygulanıyorsunuz elbette. Kendinizi toparlayıp sayfayı araladığınızda daha da şaşırıyorsunuz. Yıl boyunca her öğrencinizle çekilen fotoğraflarınız ve öğrencilerinizin el yazısıyla masumane yazıları...
İşte söz burada bitiyor. Ağzınızdan şu sözler dökülüyor: 
İyi ki varsınız!


19 Haziran 2016 Pazar

Baba güçtür,
Baba dayanaktır,
Baba güvendir,
Baba sıcaklıktır,
Baba barınaktır,
Bana sığınaktır,
Baba otoritedir,
Baba reistir,
Baba liderdir,
Baba tek başına bir ordudur.
Baba acır,
Baba kollar,
Baba merhametlidir,
Baba şefkatlidir,
Baba yüreklidir,
Baba mangal yüreklidir.

Baba yoksa, baba gitmişse bunların hepsi yok olur. Hayatta iken babalarınızın kıymetini bilmeniz dileğiyle. Tüm geçmişlerimize rahmet olsun.

BABASIZ GEÇEN TAM KOCA BEŞ YIL

Baba güçtür,
Baba dayanaktır,
Baba güvendir,
Baba sıcaklıktır,
Baba barınaktır,
Bana sığınaktır,
Baba otoritedir,
Baba reistir,
Baba liderdir,
Baba tek başına bir ordudur.
Baba acır,
Baba kollar,
Baba merhametlidir,
Baba şefkatlidir,
Baba yüreklidir,
Baba mangal yüreklidir.

Baba yoksa, baba gitmişse bunların hepsi yok olur. Hayatta iken babalarınızın kıymetini bilmeniz dileğiyle. Tüm geçmişlerimize rahmet olsun.