20 Nisan 2023 Perşembe

2023 RAMAZAN BAYRAMI

 

 


ESKİ BAYRAMLARIMIZ

Klasik bir sözle başlamak istiyorum. “Nerde o eski bayramlar?” Bir hafta önceden heyecanını yaşamaya başladığımız, bayram sabahı gelince de içimizin kıpır kıpır olduğu bayramlar. Hediye yok, harçlık yok hatta o dönemlerde bu kavramların sözlükte yeri bile yok. Hiçbir çocuk ve yetişkin aklına getirmezdi de bunları… Her bayram istisnasız olarak bu heyecanı yaşardık ve yaşardı insanlar.

Anamın akşamdan kavurmaya başladığı süt mısırı unundan helvalık un, geceye bir renk katar ve bayramın haberini erkenden verirdi. Harika bir kokuydu, hücrelerine kadar alırdı insan bu kokuyu. Hele de ilk yapılan helva toplarından bir tane de kaptın mı değmeyin keyfine…

Sabah iple çekilir ve babanın “Hadi oğlum geç kalıyoruz?” uyarısı kadar tatlı bir uyarı hatırlamıyorum. Kolay değil, camiye ulaşmak için bir ya da bir buçuk saatlik yolu hem de yokuş olarak gitmek gerek. Yorulmak nedir bilmediğimiz, bir o kadar daha olsa gidebileceğimiz heyecan dolu yıllar. Babacığım yol boyunca sürekli bir şeyler okur, camiye varana kadar dua ederdi. Arada rastlaştığımız ve selamlaştığımız komşularla birlikte, yolculuk daha da güzel bir hal alıyordu.

Köyün camisi tamamen dolar, vaaz ve nasihatten sonra bayram namazı kılınır. En güzel adetlerden biri olan da herkes camiden çıkar, bahçede daire olunur ve herkes birbiriyle bayramlaşırdı. Belki de yılda bir iki sefer görüşme şansı yakalayan insanlar bunu fırsat olarak değerlendirirdi. Bayramlaşma başlamadan önce (elektriğin olmadığı dönemler) evdekiler bayramın ve bayramlaşmanın başladığını anlasın diye silah atılırdı. Malum Karadeniz Bölgesi başka türlü sesi duyurmak mümkün değil…

Bayramlaşma faslından sonra hızlı bir kabir ziyareti yapılır ve herkes evlerine bayramlaşmaya giderdi. Akşamdan hatta haftadan beri özlemini çektiğimiz sabah kahvaltısı artık bir sofra kadar yakındır. Bütün aile sofranın başında oturmuş o heyecanlı anı beklemektedir. Nihayet çaylar konur, su börekleri, fındıklı baklava ve akşamdan hazırlanmış top top helvalar iştahla yenir.

O gün gezmek için izinli olan çocuklar artık özgürlüğüne kavuşmuştur. Elbette köyün tüm mahallelerini gezmek mümkün değil ama bir kısmını sabahtan akşama kadar gezer her eve girerdik. Hiçbir evden boş döndüğümüzü hatırlamıyorum. Bütçesi kıt ama gönlü gani olan Anadolu insanı eve geleni boş çevirmez mutlaka ikramda bulunurdu. Helva topları, kara lahana dolması, bazen fındıklı börek ne varsa verirlerdi. Doymak bilmez miydik bilmiyorum ama her evden aldığımızı mutlaka yerdik. Sanırım memleketin engebeli yollarında yürürken yediklerimiz bir taraftan eriyordu.

Köyün en tepe yerlerinden “Üst Mahalle” de bir yerde salıncak kurulur ancak orada sadece kızlar sallanırdı. Erkekler kızların sallandığı alana gitmez ve kızlar rahatça gönüllerine göre sallanırdı. Biz çocuk olduğumuz için erkekten sayılmadığımız yıllardı.

İşin diğer güzel tarafı ise akşam olunca bayramlaşmaya gelen akrabalardı. Bazıları uzaktan geldiği için yatılı gelirler ve çocukları da olunca bize de gün doğardı. Büyükler sohbet ederken çocuklar da doyasıya oynar ve hava kararınca büyüklerin sohbetine dinleyici olarak katılırlardı. Sohbetler bazen bir masal, bazen hikâye, bazen de kıssadan hisse tadında olurdu. O sohbetleri dinlemeye doyum olmazdı ama “Hadi siz yatın!” komutuyla moralimiz bozuk olarak yataklara giderdik.

Yaşadığımız ev 10 kişilik bir ailenin yaşadığı, misafiri genelde eksik olmayan 48-50 metrekarelik bir saraydı. Sadece bizim ev değil tabii, tüm komşularımız da öyle… Evlerimiz zamanla büyüdü ama önce nüfuslarımız, sonra komşuluklarımız azaldı. Bir apartmanda birbirini tanımayan insanlar haline geldik. Kentli olma kültürü bizi bizden koparmayı başardı. Önce çekirdek aileye dönüştürdü sonra da çekirdeği çatlattı. Başlarken demiştim ya “Nerde o eski bayramlar? Çocukluğumun bayramları.” Keşke çocuklarımın, çocuklarımızın da böyle bayramları yaşama şansı olsaydı.

Bu bayram da içimden neşeli sözler gelmedi nedense… Tüm dostlara hayırlı bayramlar bayramınız mübarek olsun. Geçmişlerimize rahmet olsun inşallah.

21.04.2023

Kenan KESKİN